AHMET EFLAKİ
Ahmet Eflâkî Hicri 1223 Milâdî 1808’de Tekirdağ’da doğmuştur. Halvetiyye dergâhı şeyhlerinden Seyyid Hâmid Kırîmî Efendi’nin oğullarındandır. Öğrenimine Tekirdağ’da başlamış; 1825’te 18 yaşında İstanbul’a gelerek Yenikapı Mevlevîhânesinde Çilesini tamamlayıp derviş olduktan sonra, 1828’de “ilm-i nücûm” (astronomi) tahsiline başlamış ve bu münasebetle saatçiliğe merak sararak kendi kendisini yetiştirmiştir. “Eflâkî” lakabı kendisine “felekiyyat” denilen astronomi ilmindeki başarılarından dolayı verilmiştir. Sultan Abdülmecid döneminde 1840’da açılan Sultan 2. Mahmud Türbesinin muvakkithânesine ilk muvakkit olarak atanmıştır. İmzalı 11 saati olduğu bilinen Eflâkî Dedenin, Topkapı Sarayı Müzesi, Dolmabahçe Sarayı Saat Müzesi ve İş Bankası Müzesi’nde birer saati vardır. 1847’li yıllarda bütün çark ve diğer parçalarını kendisi hazırlayarak, ayda bir kez kurulabilen saat yapıp bunu padişaha sunmuş bundan dolayı da ödüllendirilmiştir.
1851 de düzenlenecek olan 1. Uluslararası Londra Sergisine katılmak üzere hareket etmiş ancak fuara yetişemedikleri için Osmanlı ürünleri daha sonrasında kristal sarayda açılmıştır. Altı ay açık kalan Bu sergi Kraliçe Victoria dahil çok kişi tarafından gezilmiştir. Sergiden sonra da meslekî bilgi ve görgüsünü artırmak amacıyla Londra’dan Paris’e yollanan Eflâkî Dede, burada Paul Garnier’in fabrikasında çalışır. Abdulbaki Baykara’nın rivayetine göre ise Bireke fabrikasında 2 yıl süren bir çalışma yapar. Avrupa dönüşünde 2. Mahmud muvakkithanesinde, saatçiliği fevkalade ileri götürmüş ve kendi zekâsı bilgi ve becerisiyle on adet daha saat imal etmiştir. Ahmet Dede Efendi Paris’te bulunduğu dönemde de bir saat imal etmiş ve gerek bu saatin gerekse İstanbul’da yapmış bulunduğu saatlerin 1863de Sultan Abdülaziz (1861-1876) döneminde Sultanahmet’te açılan “Sergi-yi Umûmî-yi Osmânî”de sergilenmiştir.
Yaptığı saatlerden bir tanesinin çalışma düzeneği Dolmabahçe Sarayı bahçesinde bulunan saat kulesinin minyatürü şeklinde olan bu saatin dört bir tarafında dört saat, bir küre ve ortasında bir saat ve daha altında saniyesi bulunur. Küredeki makineleri kuvvetli çelik zembereklere bağlı olan bu saatin nadide dişlileri ve güzel bir de yakutu vardı. “Eflâkî Dede, Âsitane”, yazılı minası, dişli ve makine kısımları, zarif ve kuvvetli cıva yaldızıyla altınlaştırılmış dış görüntüsü Ahmed Eflâki Dede’nin özgünlüğünü ve orijinal dizaynını yansıtmaktadır.