'İnsanın evi, gönlünün bağlı olduğu yerdir.'
Süleymanpaşa'nın tarihi geçmişi çok eskilere gitmesine rağmen Süleymanpaşa 1357 yılından önce gerek Bizans döneminin gerekse de diğer kültür ve medeniyetlerin izlerine rast gelmek mümkün değildir. Bu da şunu gösteriyor ki Türkler bu şehre tam anlamıyla mühürlerini vurmuşlardır. Ancak bölgede Cumhuriyete kadar Rum, Ermeni ve Yahudi azınlıklar da yaşıyordu.
Türk evleri çevrenin tabii ve sosyal çevrenin şartlarına, malzeme imkanlarına göre şekil değiştirdikleri, zaman içinde de türlü sanat akımlarına ayak uydurdukları görülmüştür. Rahat, ferah ve sağlıklı bir yaşama imkanı sağlayan, estetik açıdan üstün bir düzeye ulaşmış olan Türk evinin doğması Türklerin üstün sanat, yetenek ve yaratıcılıklarının sonucudur. Bu yansıma tabii olarak Tekirdağ iline ulaşmıştır.
Eski Süleymanpaşa evleri ilçe’nin eski yerleşim bölgesi olan Ertuğrul, Hürriyet, Ortacami, Eski cami, Yavuz, Turgut, Zafer ve Gündoğdu Mahallelerin de görülmektedir.Süleymanpaşa’da toplam 260 kadar tescilli ev vardır. Bunların büyük bir çoğunluğu ne yazık ki harabe halindedir.
Süleymanpaşa'da cami, medrese, bedesten, han, hamam ve çeşme gibi eserler hep taştan yapılmıştır. Eski Süleymanpaşa evlerinin ise büyük çoğunluğu ahşap olup kâgir evler de vardır.
XVII. Yüzyılda Süleymanpaşa, bağ-bahçe ve gülistan bayırlar eteğinde bir şehirdi. Bu yüzyılda saray biçiminde 11 konak ve yüze yakın konak yavrusu büyük evin mevcut olduğu görülmektedir.
Bugünkü sahil ve sahil yolu deniz idi. Deniz sahil yolunun şehir tarafındaki büyük kagir evlere dayanırdı.
1927 yılından önce şehrin cadde ve sokakları daracık olup cadde ve sokak başlarında fenerler içerisinde numaralı teneke gaz lambaları yanardı. Sokakları Arnavut kaldırımıydı. Fenni kanalizasyon yoktu, eski künk borular vardı. Caddeler yangın vs. sebebiyle şehrin 3. valisi Arif Hikmet Bey'in çabaları ile bugünkü halini alabilmiştir. Bugünkü Muratlı caddesinin başı 1927 yılında yapılan kamulaştırma sonucu açılmıştır. Kente elektrik 30.11.1930 tarihinde Belediye başkanı Ekrem Bey'in zamanında getirilmiştir. İlk su şebekesi de ondan sonra yapılmaya başlanmıştır.
Mahmut Sümer "Tekirdağ'ın Eski Günleri isimli eserinde eski kayıtlara göre şehrin çeşitli mahallelerinde 4.414 evle 981 dükkanın ve 278 zahire deposunun mevcut olduğunu belirtmektedir. Günümüzde ise tescil kaydı devam eden 260 kadar sivil mimarlık örneği ile 63 anıtsal eser vardır.
Süleymanpaşa'nın eski kent dokusu ve sokaklarının oluşumunda başlıca etmenleri şöyle sıralayabiliriz.
- Şehrin deniz kenarında bulunması
- Bölgesel ve coğrafi etkenlere
- Ekonomik etkenler
- Kültürel etkenler
Eski Süleymanpaşa evleri, yükseklikleri, mimari özellikleriyle uyumlu, çevreye ve birbirine saygılı, yan yana ve destek olarak bir bütünlük oluşturmaktadır. Evlerin yola, güneşe ve güzel manzaraya doğru açık cephesi bulunur. Eski kent dokusu içinde yer alan konutların tümünde, plan kuruluşu veya sokak konut ilişkisi yönünden ortak bir niteliğe rastlamak mümkündür.
Ertuğrul mahallesinde denize paralel caddeler ve bunları denize doğru dik olarak kesen sokaklar vardır. Burada deniz rüzgarlarının iç mahallere kadar girmesi amaçlanmıştır.
Eski Süleymanpaşa evlerinde, Türk aile geleneğinin etkileri görülür. Bunun en önemli örneği, büyük evlerin mekan olarak haremlik ve selamlık diye ayrılmasıdır.
Büyük ailelerin bir arada yaşama geleneği nedeniyle iki üç kuşak bir arada otururdu. Evler de bu ihtiyaca göre düzenlenmiştir.
Kışlık yiyecekleri hazırlanarak saklanması ve diğer ihtiyaçlar içinde zengin katlar düzenlenmiştir. Buraları yaşama alanı olarak da kullanılırdı. Bazen ailelerin ihtiyaçlarına göre hayvanlar için barınak olarak kullanılmıştır.
Evlerin büyüklüğü ve tezyinatı ailenin ekonomik gücüne göre düzenlenmiştir. Varlıklı kimseler evin iç ve dış yüzüne yağlı boya ile boyatmışlardır.
Eski Süleymanpaşa halkı zevk sahibidirler. Halkın bu özelliğini evlerin cephesindeki tahta süsler yansıtmaktadır. Akşamları büyük havuzlu ve her cins çiçekli bahçelerde yapılan zevk ve sefalar, düğün ve hamamlardaki eğlenceler sosyal hayatın bir parçasıdır.
SÜLEYMANPAŞA EVLERİNİN MİMARİ ÖZELLİKLERİ
Süleymanpaşa'nın eski evleri, genellikle iki veya üç katlı olup ahşaptan yapılmıştır. Duvarları ahşap, çatkı arası kerpiç dolgudur. Dış cephe yatay olarak ağaç malzeme ile kaplanmıştır. Temeller ve zemin kat taştan yapılmıştır.
Büyük evlerin pek çoğu haremli, selamlıdır. Çatı katları oldukça yaygındır. Birçok evde orta kattaki cumbanın üstü çatı katında örtülü balkon şeklindedir.
Ağaç giriş kapıları çift kanatlı, oyma, kapı kollu veya tokmaklıdır. Giriş kapısı çoğunlukla giriş nişi ile içeri çekilmiştir. Birinci kata çıkan dış merdivenler mermerdir. Merdiven ön cephede olup genellikle 7-8 basamaklıdır. Çift taraflı merdivenler de vardır.
Taştan yapılan zemin katın tek kanatlı ayrı bir kapısı vardır. Kapı da genellikle evin ön cephesindedir ve alçaktır. Kiler, depo, ocak vb. zemin kattadır.
Evin içinden birinci ve ikinci kata tahta merdivenlerden çıkılır. Odalarda pencere altlarında sedir vardır. Tavan ve tabanlar tahtadır.
Evlerin hemen hepsi şahnisli, yani ileriye çıkmalı, cumbalıdır. Cumbaların altında cumba destekleri vardır. Ahşap direklerin destek olarak kullanılması da çok yaygındır.
Evlerin ön cephelerine tezyinat yapılmıştır. Evler geniş ve çok pencereli olup alt kat pencereleri demir parmaklıdır. Pencerelerin etrafında, dış cephede genellikle tahta süsler vardır.
Balkon, cumba veya saçaklar tahta süslerle süslenmiştir. Bu süsler tezyinatın en önemli unsurlarıdır.
Bitişik evlerde, çoğunlukla öne ve arkaya meyilli beşik örtüsü çatı, ayrık evlerde ise dört tarafa veya iki yana akıntılı çatı kullanılır. Çatılar saçaklı ve alaturka denilen tek oluklu kiremitle kaplıdır.
Günümüze kalmayan konakların cümle kapılarının gayet yüksek açılan kanatları olup, geniş bahçesinin bir tarafında, mutfağı, arabalığı, hayvan ahırları, uşak ve hizmetçi odaları, hususi mermer hamamı, büyük havuzlu çeşmesi, çift kuyusu vardır. Harem ve selamlığı ayrıdır.